Piyasalara Bakış

Piyasalara Bakış

Kasım’25

Ekim ayında ABD’de federal hükümetin kapanması ve sürecin uzunluğuna ilişkin belirsizlikler devam ederken, veri akışı sekteye uğradı. Bu durum, karar alma sürecinde veri temelli bir yaklaşım benimseyen Fed'in para politikasına ilişkin öngörülebilirliği azalttı. Öte yandan, gümrük vergilerine ilişkin gelişmeler takip edildi. Bir tarafta ABD’den gelen tarife artışları ve teknoloji alanındaki kısıtlamalarla öbür tarafta Çin'in küresel tedarikin büyük bölümünü karşıladığı nadir toprak elementlerinin kontrolüne yönelik attığı adımlar ekseninde devam eden anlaşmazlıklar gündemdeydi. ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping bir araya gelerek çoğu konuda uzlaşma sağladı ve piyasaları rahatlattı. Bu yılki ikinci faiz indirimini gerçekleştiren Fed, 29 Ekim’deki toplantısında politika faizini beklentilere paralel 25 baz puan indirerek %3,75-4,00 aralığına çekti. Karar ikiye karşı on oyla alındı. 1 üye 50 baz puan indirim yönünde oy kullanırken, diğer bir üye faiz değişikliği olmamasından yana oy kullandı. Powell Komite’nin aralık ayındaki toplantıya ilişkin değerlendirmelerde ciddi görüş ayrılığında olduğunu ve politika faizinin daha da düşürülmesinin kesin olmadığını belirtti. Ayrıca Fed, bilanço küçültme sürecini 1 Aralık’tan itibaren durduracağını duyurdu. ECB ise faiz oranlarını beklentilere paralel olarak sabit bıraktı. Karar metninde, Banka’nın enflasyon beklentilerine ilişkin genel değerlendirmesinin değişmediği, orta vadede enflasyonun %2,0 hedefinde kalıcı olarak sağlanmasına yönelik kararlılığını sürdürdüğü vurgulandı. Metinde, enflasyonun hedefe yakın seyretmesine karşın, ileri dönük görünümün belirsizliğini koruduğu ifade edildi. Başkan Lagarde, ECB’nin para politikasında uygun bir konumda bulunduğunu ve gerektiğinde bu konumu destekleyecek adımları atacaklarını belirtti. Lagarde ayrıca, güçlü euronun enflasyonu beklenenden daha fazla aşağı çekebileceğine dikkat çekerken, enflasyon görünümünün geçmiş dönemlere kıyasla daha belirsiz olduğunun da altını çizdi.

Yurt içinde imalat PMI ekimde 0,2 puan gerileyerek 46,5 değerini aldı. 19 aydır daralma bölgesinde gerçekleşen endeks imalat sektöründe zayıflığın devam ettiğini gösterdi. TCMB, ekim ayı PPK toplantısında politika faizini beklentilere paralel 100 baz puan indirerek %39,50 seviyesine çekti. Faiz bandındaki asimetri korundu. Üst bant %42,50, alt bant %38,00 seviyelerine çekildi. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen eylül enflasyonu, artan döviz talebi, rezervlerdeki azalma ve Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamalarıyla birlikte 200 baz puandan 100 baz puana gerileyen faiz indirim beklentileriyle uyumlu bir faiz indirimi gerçekleşti. Karar metninde enflasyona ilişkin yapılan değerlendirmede, enflasyonun ana eğiliminin Eylül’de hızlandığı belirtilirken, başta gıda olmak üzere enflasyonist risklerin güçlendiği vurgulandı. Para politikası tarafında ileriye dönük yeni bir mesaj verilmedi. Verilere bağlı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı karar vurgusu korundu. Ara hedeflerden belirgin bir sapma olması durumunda, politikanın sıkılaşacağı mesajı yinelendi. OVP’deki hedefler de dahil olmak üzere maliye politikalarına referans da metinden tamamen çıkarıldı. Yılın son PPK toplantısı aralık ayında gerçekleşecek. Öncesinde Ekim ve Kasım enflasyon gerçekleşmeleri ve Enflasyon Raporu takip edilecek. Faiz kararının enflasyon gerçekleşmeleri ve Enflasyon Raporu’nda paylaşılacak yeni tahminler doğrultusunda şekillenmesi bekleniyor. Ekim’de aylık TÜFE %2,55 ile %2,8 olan medyan beklentinin altında gerçekleşti. Yıllık rakam da %33,29’dan %32,87’ye geriledi. Böylece, 1 aylık kesinti ardından yeniden dezenflasyon trendine dönüldü. Gıda ve giyim gibi büyük kalemler beklentiye yakın gerçekleşse de eğitim, kira, lokanta vb. hizmet kalemlerinde geçen aya kıyasla daha düşük bir gerçekleşme mevcut. Öte yandan, çekirdek TÜFE ise %32,54’ten 4 yılın en düşüğü olacak şekilde %32,05’e geriledi. Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı öncü veride; ekimde 12 aylık birikimli açık 90,7 milyar $ seviyesine yükseldi. Ağustos ayında cari işlemler fazlası 5,5 milyar $ ile beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşirken, 12 aylık kümülatif açık 18,3 milyar $’a geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, cari dengede temmuzda görülen belirgin iyileşme sonrasında ulaşılan seviyenin ağustosta korunduğuna işaret ederken, çekirdek göstergelerde iyileşme eğilimi de devam etti.

DÖVİZ

Dolar endeksi güçlendi

ABD ile gelişmiş ülkeler arasındaki faiz farkları azalsa da hala dolar lehine bir görünüm sunmayı sürdürüyor. Fed’e yönelik faiz indirim beklentilerindeki gerileme de doları destekliyor. ABD’de federal hükümetin kapanması ve sürecin uzunluğuna ilişkin belirsizlikler dolara olan güveni zayıflatsa da Euro Bölgesi’nde artan siyasi belirsizlikler de Euro’ya olan güveni zayıflatıyor. Parite ekimde %1,7 değer kaybederek 1,15 seviyesine geriledi. Dolar’ın gelişmiş ülke para birimlerine karşı değerini ölçen Dolar Endeksi ise %2,1 değer kazanarak 99,80 seviyesine yükseldi.

Türk lirasının reel değerlenme devam etti

TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru ekimde 71,87’ye yükselerek TL’de değer kazancının devamına işaret etti. 18 Ağustos 2023'te 3,4 trilyon TL ile rekor kıran KKM büyüklüğü 24 Ekim ile biten hafta itibarıyla 171 milyar TL seviyesine geriledi. KKM’nin toplam mevduat içindeki payı %0,7 seviyesinde.

FAİZ

10 yıllık Amerikan tahvil faizi geriledi

Trump yönetimi gümrük vergilerinden elde ettiği gelirlerle kamu maliyesine katkı sağlayarak ABD’nin borçlanma ihtiyacını azaltıyor. Bu durum yatırımcıların ABD tahvil piyasasına yönelimini destekliyor. Öte yandan, Fed’in 25 baz puanlık faiz indirimi de destekleyici… 10 yıllık Amerikan tahvil faizi ekim ayında %4,15 seviyesinden %4,07 seviyesine geriledi.

Tahvil-bono piyasasında yabancı çıkışı

Hazine Kasım-Ocak dönemi iç borçlanma stratejisini yayınladı. Kasım ayında toplam 128 milyar TL’lik iç borçlanma yapılması programlanmakta, bu da borçlanma hedefinin 11 milyar TL yükseldiğini gösteriyor. Yabancı yatırımcı 24 Ekim ile biten haftada 442 milyon $ tahvil satışı gerçekleştirdi. Sene başından bu yana toplam yabancı girişi ise 563 milyon $’a geriledi. Enflasyon beklentilerindeki artış hazine tahvillerine yönelimi sınırlandırırken, 10 yıllık tahvil faizi ekim ayında %31,39 seviyesinden %31,85 seviyesine yükseldi.

HİSSE

S&P500 endeksinde bilanço sezonu

S&P500 endeksinde bilanço sezonu devam ederken, şirketlerin %64’ü üçüncü çeyrek bilançolarını paylaştı ve bu şirketlerin %83’ü tahminlerin üzerinde kar açıkladı. Üçüncü çeyreğe ilişkin beklentiler karlılıkların yıllık bazda %10,7 artması yönünde. En büyük bankaların tamamı çok güçlü karlar açıklayarak ABD ekonomisinin sağlıklı olduğuna işaret etti. Teknoloji şirketleri ise yapay zekâ yatırımlarının artan talebi karşılayacak düzeyde olmasının önemini vurguladı; zira bu talep, beklentileri aşmaya devam ediyor. S&P500 endeksi ekim ayında muhteşem yedili öncülüğünde %2,27 değer kazanarak 6.840 seviyesine yükseldi.

Borsa İstanbul’dan yatay bir ay performansı

Makro görünüm destekleyici olsa da yurt içi haber akışı yatırımcıları yurt içi hisse senetlerine karşı temkinli olmaya yöneltiyor. Borsa İstanbul ekim ayında %0,37 değer kaybederek 10.971 seviyesine gerilerken, küçük ölçekli şirketler endeksi %9 dolayında yükselerek pozitif ayrıştı. Hisse senedi piyasasından dört haftadır aralıksız çıkış gerçekleşirken, 24 Ekim ile biten haftada 118 milyon $ yabancı çıkışı gerçekleşti. Sene başından bu yana toplam yabancı girişi 1,27 milyar $’a geriledi. Hisse senedi piyasasında yabancı oranı ise ekim sonu itibarıyla %36,60 seviyesinde.

ALTIN

Tarihi rekor seviyede kar satışları görüldü

Trump’ın gümrük politikalarına ilişkin risk ve belirsizlikler altını ön planda tutmaya devam ediyor. Ay içerisinde 4.356 ile tarihi rekor seviyesine yükselen ons altın, ABD ile Çin arasındaki ticaret anlaşmalarına ilişkin olumlu haber akışı ile geriledi. Ons altın Ekim ayında %3,7 değer kazanarak ayı 4.002 seviyesinde tamamlarken, gram altın ise 5.412 TL seviyesine yükseldi.

Güvenli liman talebi altını destekliyor

Jeopolitik gelişmeler altını güvenli liman talebi ile öne çıkarırken, ekonomi politikalarına yönelik risk ve belirsizlikler de altını portföy çeşitlendirmede ön planda tutuyor. Dünya Altın Konseyi’nin yılın üçüncü çeyreğine ilişkin yayınladığı rapor merkez bankalarının altın alımlarının güçlü seyrini koruduğunu gösterirken, küresel çapta merkez bankalarına yapılan anket de merkez bankalarının altın alımlarını artırmayı planladığını gösteriyor.

RİSK GRUPLARINA GÖRE VARLIK DAĞILIM DEĞERLENDİRMESİ

ÇOK DÜŞÜK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla yurt içi hisse senetleri ve altın ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Gelinen seviyeleri ve beklentiden iyi gerçekleşen enflasyon verisini değerlendirerek yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar artırdık. Sektörel olarak da bankacılık ağırlığımızı yukarı çektik. Gelinen seviyeleri değerlendirerek ons altın pozisyonlarımızı bir miktar azalttık. Eurobond pozisyonu taşımıyoruz.

DÜŞÜK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla yurt içi hisse senetleri ve altın ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Gelinen seviyeleri ve beklentiden iyi gerçekleşen enflasyon verisini değerlendirerek yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar artırdık. Sektörel olarak da bankacılık ağırlığımızı yukarı çektik. Gelinen seviyeleri değerlendirerek ons altın pozisyonlarımızı bir miktar azalttık. Eurobond pozisyonu taşımıyoruz.

ORTA RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla yurt içi hisse senetleri, altın ve küresel hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Gelinen seviyeleri ve beklentiden iyi gerçekleşen enflasyon verisini değerlendirerek yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar artırdık. Sektörel olarak da bankacılık ağırlığımızı yukarı çektik. Gelinen seviyeleri değerlendirerek ons altın pozisyonlarımızı bir miktar azalttık. Eurobond pozisyonu taşımıyoruz. Küresel hisse senetlerinde seçici olarak yatırımda kalmayı tercih ediyoruz.

YÜKSEK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla yurt içi hisse senetleri, altın ve küresel hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Gelinen seviyeleri ve beklentiden iyi gerçekleşen enflasyon verisini değerlendirerek yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar artırdık. Sektörel olarak da bankacılık ağırlığımızı yukarı çektik. Gelinen seviyeleri değerlendirerek ons altın pozisyonlarımızı bir miktar azalttık. Eurobond pozisyonu taşımıyoruz. Küresel hisse senetlerinde seçici olarak yatırımda kalmayı tercih ediyoruz.

SOSYAL MEDYADA BİZ

Sabancı
Yukarı