Piyasalara Bakış

Piyasalara Bakış

Ekim’25

OECD Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda 2025 yılına ilişkin küresel büyüme tahminini %3,2 ile yukarı yönlü revize etti. Küresel büyümenin 2025’in ilk yarısında beklenenden daha dirençli olduğuna dikkat çekilirken, ABD, Euro Bölgesi ve Çin için büyüme tahminleri de sırasıyla %1,8, %1,2 ve %4,9’a yükseltildi. Küresel bileşik PMI endeksi eylülde 52,4 ile genişleme bölgesinde gerçekleşti. Endeksin üçüncü çeyrek ortalaması ilk iki çeyrek ortalamasının belirgin üzerinde gerçekleşerek ekonomik aktivitede ivme kazancına işaret etti. ABD’de TÜFE ağustosta aylık %0,4 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Yıllık TÜFE %2,7’den %2,9’a yükseldi. Euro Bölgesi’nde TÜFE ağustosta aylık bazda %0,1 artarken, yıllık bazda artış %2,0’den %2,2’ye yükseldi. ABD’de federal hükümetin kapanması ve sürecin uzunluğuna ilişkin belirsizlikler görünümü bir miktar karmaşıklaştırdı. Jeopolitik tarafta ise İsrail’in bölgesel adımları ve diplomatik temaslar ön plana çıkarken, Rusya ile Ukrayna savaşı ekseninde diplomatik gelişmeler izlendi.

Bu yılki ilk faiz indirimini gerçekleştiren Fed, 17 Eylül’deki toplantısında politika faizini beklentilere paralel 25 baz puan indirerek %4,00-4,25 aralığına çekti. Ekim ve aralık ayları için ilave indirim sinyali veren Fed, her çeyrek olduğu gibi ekonomik projeksiyonlarını da paylaştı. Projeksiyonlarda, ortalama faiz beklentisi 2025 için %3,9’dan %3,6’ya, 2026 yılı için %3,6’dan %3,4’e, 2027 içinse %3,4’ten %3,1’e indirildi. Uzun dönem beklentisi ise %3,0 olarak korundu. 2025 yılı için büyüme tahmini %1,4’ten %1,6’ya yukarı yönlü güncellenirken, çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) beklentisi ise %3,1 olarak korundu. 2025 yılı için işsizlik oranı beklentisi de değiştirilmeyerek %4,5’te sabit bırakıldı. Karar sonrası konuşan Fed Başkanı Powell, komitenin her toplantıda gelen veriler ışığında hareket ettiğini aktarırken, istihdam piyasasında aşağı yönlü risklerin arttığına dikkat çekti. Piyasalar Fed’in ekim ve aralık toplantılarında faiz indirimine gitmesini bekliyor. ABD ekonomisinin ılımlı yavaşlaması ve gümrük tarifelerinin ilk etapta enflasyonist olmaması bu indirimleri destekliyor. Avrupa Merkez Bankası ECB, faiz oranlarını beklentilere paralel olarak sabit bıraktı. Para politikasında veri odaklı, toplantıdan toplantıya bir yaklaşım izleyeceğini vurgulayan ECB’den bu yıl bir faiz indirimi daha beklenmiyor. Avrupa ekonomisini en çok zorlayan konu siyasi gelişmeler.

TCMB, eylül ayı PPK toplantısında politika faizini beklentilere paralel 250 baz puan indirerek %40,50 seviyesine çekti. Faiz bandındaki asimetri korundu. Üst bant %43,50 ve alt bant %39 seviyelerine çekildi. Karar metninde enflasyona ilişkin yapılan değerlendirmede, ağustosta ana eğilimdeki yavaşlamaya dikkat çekilirken beklentilerin üstünde gerçekleşen büyüme verisine rağmen iç talepteki yavaşlama dezenflasyonist olarak yorumlandı. Makro görünüme ilişkin verilen mesajlar Başkan Karahan’ın değerlendirmeleri ile uyumlu olurken, para politikasına ilişkin yapılan değerlendirmede enflasyonun ara hedeften belirgin şekilde sapması durumunda, para politikasının “sıkılaşacağı” vurgusu dikkat çekti. 23 Ekim’de gerçekleşecek PPK toplantısına ilişkin beklentiler ise Eylül enflasyon gerçekleşmesinin ardından yeniden şekillendi. Eylül’de aylık enflasyon %3,23 ile %2,60 olan piyasa beklentisinin belirgin üzerinde gerçekleşti. Yıllık enflasyon ise %32,95’ten %33,29’a yükseldi. Böylece Haziran 2024’ten bu yana yıllık enflasyonda izlenen dezenflasyon süreci sekteye uğramış oldu. Gerçekleşmenin piyasa beklentisinden sapmasındaki ana etkenler, mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşen gıda ve hizmet enflasyonları oldu. TÜFE’yi oluşturan 12 harcama grubundan alkollü içecekler ve tütün dışındaki tüm gruplarda fiyatların artması, TÜFE’deki artışların genele yayıldığını gösterdi. TÜFE sepetinde en yüksek ağırlığa sahip gıda grubunda fiyatlar bir önceki aya göre %4,62 yükselerek aylık enflasyona en yüksek katkıyı sağladı. Eğitim grubunda ise fiyatlar %17,90 artış kaydederek aylık enflasyonu 0,48 puan yükseltti. Bir süredir ılımlı rakamlar gördüğümüz giyim grubunda ise bu ay mevsim geçişinin de etkisiyle fiyatlar aylık bazda %3,92 yükseldi. Hizmet enflasyonundaki katılık %4,1 ile devam etti. Kira artışlarındaki katılık, ulaştırma ve eğitim hizmetlerindeki yüksek fiyat artışları hizmet enflasyonunun yüksek seviyesini korumasında etkili oldu. Çekirdek göstergelerde manşet enflasyona yakın gerçekleşmeler enflasyondaki bozulmanın genele yayıldığını gösterdi. Piyasa katılımcılarının ekim ayı için aylık enflasyon beklentisi %2,05 seviyesinde. Gıda ve eğitim kalemlerinin enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ekim PPK toplantısında Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam etmesi beklentisi korunurken, faiz indirimlerinin hızına ilişkin beklentilerdeki değişiklikler dikkat çekti. Beklentiler ve piyasa fiyatlaması, 200 baz puandan indirimden 100-150 baz puana yavaşladı. Dış denge görünümü ise ithalattaki artışın etkisiyle bozuldu. Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı öncü veride; dış ticaret açığı eylülde yıllık bazda %33,4 artarken 12 aylık birikimli açık 89,3 milyar $ seviyesine yükseldi. Temmuz ayında cari işlemler fazlası 1,7 milyar $ ile beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşirken, 12 aylık kümülatif açık 18,8 milyar $’a geriledi. Yılsonuna ilişkin cari açık tahminleri aşağı yönlü revize edildi.

DÖVİZ

Dolar endeksi yatay seyretti

ABD’de federal hükümetin kapanması ve sürecin uzunluğuna ilişkin belirsizlikler dolara olan güveni zayıflatırken, Euro Bölgesi’nde artan siyasi belirsizlikler de Euro’ya olan güveni zayıflattı. Parite eylülde %0,4 ile hafif değer kazanarak 1,17 seviyesine yükseldi. Dolar’ın gelişmiş ülke para birimlerine karşı değerini ölçen Dolar Endeksi ise ayı başladığı noktada 97,77 seviyesinde sonlandırdı.

Türk lirasının reel değerlenme devam etti

TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru eylülde 70,83’e yükselerek TL’de değer kazancının devamına işaret etti. TL’deki reel değerlenmede aylık TÜFE’deki %3,23 artışa karşılık, sepet kurdaki %1,7’lik yükseliş belirleyici oldu. 18 Ağustos 2023'te 3,4 trilyon TL ile rekor kıran KKM büyüklüğü 26 Eylül ile biten hafta itibarıyla 300 milyar TL’nin altına geriledi. KKM’nin toplam mevduat içindeki payı %1,2 seviyesinde

FAİZ

10 yıllık Amerikan tahvil faizi geriledi

Trump yönetimi gümrük vergilerinden elde ettiği gelirlerle kamu maliyesine katkı sağlayarak ABD’nin borçlanma ihtiyacını azaltıyor. Bu durum yatırımcıların ABD tahvil piyasasına yönelimini destekliyor. Öte yandan, Fed’in ekim ve aralık ayları için ilave faiz indirimi sinyali vermesi de destekleyici… 10 yıllık Amerikan tahvil faizi eylül ayında %4,23 seviyesinden %4,15 seviyesine geriledi.

Yabancı fon akımları tahvil-bono piyasasını destekliyor

Hazine Ekim-Aralık dönemi iç borçlanma stratejisini yayınladı. Ekim ayında toplam 290 milyar TL’lik iç borçlanma yapılması programlanmakta. Yabancı yatırımcı 26 Eylül ile biten haftada 416 milyon $ tahvil alışı gerçekleştirdi. Sene başından bu yana ise toplam yabancı girişi 963 milyon $ oldu. 23 Ekim’deki PPK toplantısında faiz indirimlerine devam etmesi beklentisi korunsa da indirim hızının yavaşlaması muhtemel. Piyasa fiyatlaması 200 baz puan indirimden 150 baz puana yavaşlarken, 10 yıllık tahvil faizi eylül ayında %31,23 seviyesinden %31,39 seviyesine yükseldi.

HİSSE

Muhteşem Yedili, S&P500 endeksini yukarı taşıdı

ABD’de ekonomik aktiviteye ilişkin olumlu veri akışı ve Fed’in ilave faiz indirim sinyalleri hisse senedi endeksleri için destekleyici. S&P500 endeksi eylül ayında muhteşem yedili öncülüğünde %3,5 değer kazanarak 6.688 seviyesine yükseldi. MSCI gelişen ülkeler hisse senetleri endeksi ise eylül ayında Çin öncülüğünde %6,9 değer kazandı.

Borsa İstanbul değer kaybetti

Makro görünüm destekleyici olsa da yurt içi haber akışı yatırımcıları yurt içi hisse senetlerine karşı temkinli olmaya yöneltiyor. Borsa İstanbul eylül ayında %2,44 değer kaybederek 11.012 seviyesine gerilerken, küçük ölçekli şirketler endeksi %1 dolayında yükselerek pozitif ayrıştı. Hisse senedi piyasasından 26 Eylül ile biten haftada 159 milyon $ yabancı girişi gerçekleşti.

ALTIN

Ons altın yükselmeye devam ediyor

Amerikan tahvil faizlerindeki geri çekilme ve Dolar endeksindeki hareketsizlik altın için destekleyici olurken, Trump politikalarına ilişkin risk ve belirsizlikler de altını ön planda tutmaya devam ediyor. Yılbaşından bu yana %47 değer Ekim 2025 kazanan ons altın, eylül ayında %11 değer kazanarak ayı 3.858 seviyesinde tamamladı. Gram altın ise 5.154 TL seviyesine yükseldi.

Güvenli liman talebi altını destekliyor

Jeopolitik gelişmeler altını güvenli liman talebi ile öne çıkarırken, ekonomi politikalarına yönelik risk ve belirsizlikler de altını portföy çeşitlendirmede ön planda tutuyor. IMF verilerine göre, merkez bankaları bilançolarının yaklaşık %20’si altından oluşuyor. Dünya Altın Konseyi’nin yılın ikinci çeyreğine ilişkin yayınladığı rapor merkez bankalarının altın alımlarının güçlü seyrini koruduğunu gösterirken, küresel çapta merkez bankalarına yapılan anket de merkez bankalarının altın alımlarını artırmayı planladığını gösteriyor.

RİSK GRUPLARINA GÖRE VARLIK DAĞILIM DEĞERLENDİRMESİ

ÇOK DÜŞÜK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla altın ve yurt içi hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Jeopolitik/ekonomik risk ve belirsizlikler devam ederken, ons altın pozisyonlarımızı koruyoruz. Beklentiyi aşan enflasyon verisi ardından, yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar azalttık. Gelinen seviyeleri değerlendirerek, Eurobond piyasalarındaki pozisyonumuzu da sıfırladık.

DÜŞÜK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla altın ve yurt içi hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Jeopolitik/ekonomik risk ve belirsizlikler devam ederken, ons altın pozisyonlarımızı koruyoruz. Beklentiyi aşan enflasyon verisi ardından, yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar azalttık. Gelinen seviyeleri değerlendirerek, Eurobond piyasalarındaki pozisyonumuzu da sıfırladık.

ORTA RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla altın, yurt içi ve küresel hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Jeopolitik/ekonomik risk ve belirsizlikler devam ederken, ons altın pozisyonlarımızı koruyoruz. Beklentiyi aşan enflasyon verisi ardından, yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar azalttık. Gelinen seviyeleri değerlendirerek, Eurobond piyasalarındaki pozisyonumuzu sıfırladık. Küresel hisse senetlerinde seçici olarak yatırımda kalmayı tercih ediyoruz.

YÜKSEK RİSK

Mevcut makro görünümde portföylerde sırasıyla altın, yurt içi ve küresel hisse senetleri ile risk alınmasının makul olduğunu değerlendiriyoruz. Jeopolitik/ekonomik risk ve belirsizlikler devam ederken, ons altın pozisyonlarımızı koruyoruz. Beklentiyi aşan enflasyon verisi ardından, yurt içi hisse senedi pozisyonumuzu bir miktar azalttık. Gelinen seviyeleri değerlendirerek, Eurobond piyasalarındaki pozisyonumuzu sıfırladık. Küresel hisse senetlerinde seçici olarak yatırımda kalmayı tercih ediyoruz.

SOSYAL MEDYADA BİZ

Sabancı
Yukarı