Parayla Kurduğumuz İlişkiyi Yeniden Düşünmek
Robert Kiyosaki’nin Zengin Baba Yoksul Baba kitabı yıllardır finansal okuryazarlık dünyasının en çok konuşulan eserlerinden biri. Kitap aslında basit bir ikilem sunuyor: Paraya “güvence” gözüyle mi bakıyoruz, yoksa onu bizim için çalışan bir “araç” olarak mı görüyoruz?
Bu ikilem sadece kişisel tercihlerimizle değil, çocukluğumuzda gördüğümüz örneklerle de şekilleniyor. Ailemizden duyduğumuz “Ayağını yorganına göre uzat” öğüdü, bize farkında olmadan Yoksul Baba felsefesini kazandırıyor. Oysa bazıları aynı anda, “Paranı senin yerine çalıştırmayı öğren” diyen Zengin Baba felsefesini benimsiyor.
Bugün gelin, kitabın sunduğu beş temel senaryoya yakından bakalım ve bu bakış açılarını günümüz gerçekleriyle birlikte yorumlayalım.
1. Elimize Toplu Para Geçtiğinde
Yoksul Baba bu parayı önce borç kapatmak, sonra da güvenli bir yerde saklamak ister. Çünkü onun için para kaybetme korkusu, daha fazla kazanma arzusundan baskındır. Zengin Baba ise farklı bakar: “Zenginler para için çalışmaz, para onlar için çalışır.” Ona göre bu para yeni bir gelir yaratacak bir varlığa dönüşmelidir: kira getiren bir ev, temettü veren bir hisse ya da yeni bir iş fikri.
Neden önemli? Türkiye’de insanlar geleneksel olarak parayı yastık altında tutma ya da vadeli mevduata koyma eğiliminde. Bu, kısa vadede güvenlik sunsa da uzun vadede enflasyon karşısında kayba yol açıyor. Varlık edinmek ise geleceğe kalıcı bir kazanç bırakıyor.
2. Ev Sahibi Olmak
Yoksul Baba için ev, en büyük yatırımdır. Ona göre ev sahibi olmak güvenliğin ve “kök salmanın” simgesidir. Zengin Baba ise şunu söyler: “Oturduğun ev bir varlık değil, yükümlülüktür.” Çünkü oturduğumuz ev bize nakit akışı sağlamaz; aksine kredi, vergi, aidat ve bakım masraflarıyla sürekli gider üretir.
Neden önemli? Türkiye’de ev sahibi olmak, özellikle genç kuşak için giderek zorlaşıyor. Bu noktada “ev = yatırım” ezberini kırmak kritik. Ev, bir yaşam tercihi olabilir ama yatırım için farklı yollar düşünmek gerekiyor.
3. Risk ve Fırsat
Yoksul Baba için riskten kaçmak, güvenliği korumakla eşdeğer. “Arkadaşım bir iş kurmuş, ben bulaşmam” der. Zengin Baba ise riskten kaçmaz, onu yönetmeyi öğrenir. İş planına, pazara, rakamlara bakar; bilgisizce değil, bilgiyle karar verir.
Neden önemli? Çünkü fırsatlar her zaman riskle birlikte gelir. Önemli olan körü körüne atlamak değil, araştırma ve öğrenme yoluyla riski minimize etmektir.
4. Borçlanmak
Yoksul Baba: “Borç kötüdür, kaçınılmalıdır.”
Zengin Baba: “İyi borç ve kötü borç vardır.” Tatile gitmek için çekilen kredi kötü borçtur. Ama kira getirecek bir varlık almak için çekilen kredi, borcu sizin yerinize çalıştırabilir.Neden önemli? Türkiye’de bireysel borçlanma genellikle tüketim için yapılıyor. Oysa borcun doğru kullanımı, sermayesi olmayan kişiye de yatırım kapısı açabilir.
5. Çocuklara Öğretilecek Ders
Yoksul Baba: “Okulunu oku, güvenli bir iş bul.”
Zengin Baba: “Finansal okuryazarlık öğren, paranı yönet.”
Neden önemli? Çünkü dünya artık güvenli meslekleri bile sarsıyor. Çocuğunuza öğreteceğiniz en büyük miras, bir bilançoyu okuyabilmesi, nakit akışını anlayabilmesi ve parayı yönetebilmesi.
Peki Biz Hangisiyiz?
Gerçek şu ki çoğumuzun içinde iki ses var: Bir yanda güvence isteyen Yoksul Baba, bir yanda fırsatları kovalayan Zengin Baba. Hangisine kulak verdiğimiz, geleceğimizi belirliyor. Finansal Terapi Kitap Kulübü’nün bu ilk bölümünde gördük ki mesele sadece “hangi baba haklı” değil. Asıl mesele, bizim hangi felsefeyi benimseyerek kendi yolculuğumuzu şekillendireceğimiz.
Kendi finansal hikayenizi yeniden yazmak için önce bu kalıpları fark etmeniz gerekiyor. Belki de ilk adım, kendinize şu soruyu sormak: “Ben şu ana kadar hangi babanın yolundan yürüdüm, bundan sonra hangisinin yolunu seçmek istiyorum?”